PS :/ BOĞAZ KÖPRÜSÜNE Baka Baka... / ARALIK 1998 /16 YAŞINDA
İstanbul kadar yalnız;
Onun kadar kalabalığım.
Binlerce yüz bilinmedik,
0nun kadar tüketildik.
her farklı yaşam;
bildik bir hüzündü içimizde
herkes öğrendi servetimizi
kimse çalışmadı
anlamaya
zamansız ,uygunsuz, doyumsuz
yerleştiler içimize
ruhumuzu kaplayan
uçsuz bir deniz vardı
içimizde
gemiler kalkardı
ne heyecanlar,
ne canlar vardı
içimizde öldüler...
prensesi olduk; iki
ayrı kıtanın
uçları birleştirdik,
kimi asi,
kimi mütevazi...
prensimiz olmadı hiç
kölelerimizde
İstanbul la biz
hep kuşatıldık
Yalnız kaldık
Issız bir topraktan elimizde kalan
Binlerce cesetten ne hazinler, ne hazineler yarattık
Hep çabaladık
Daha fazla kirlenmemek için...
Teslim olmadık
Olamazdık
İstanbul ve ben sahipsiz
Sevilmeye değer bulunmadık!
Çarpıldılar güzelliğe
Ve gittiler....
Şarkılarımız oldu
Ve de arzularımız
Hiç bilinmedik
İstanbul ve ben sustuk
Bizi bilinler bizden çok isyan ettiler
Misafirler yerleşik kaldı;
Göndermedik,
Amaç verdik,
Aş verdik,
Doymadılar.
Herkese açacak kalbimiz ve yerimiz vardı
Sormadılar
Kaçak geldiler, kaçak gittiler
Kime ait olduğumuzu
Nasıl doğduğumuzu,
Benliğimizi
Unuttuk...
İstanbul kadar kalabalık
Onun kadar yalnızım
İstanbul ve ben tesadüfen
yüreğine sağlık çocuk
YanıtlaSil